Top

Kapsamlı Kromozom Taraması

Kapsamlı Kromozom Taraması

Tüp Bebekte Yeni Umut: Kapsamlı Kromozom Taraması
Kapsamlı Kromozom (CGH) Analizi nedir?

Kapsamlı kromozom analizi tüp bebek uygulamalarında embriyoların rahme transferi öncesinde gerçekleştirilen ve embriyoların FISH yöntemi ile sadece seçilmiş belirli kromozomlar için değil, mevcut tüm kromozomlar yönünden (24 farklı kromozom) incelenebildiği bir yöntemdir. İnceleme, üzerinde insan kromozomlarına ait binlerce parçacığın bulunduğu mikroçip teknolojisi kullanılarak Array Komperatif Genomik Hibridizasyon adı verilen teknik (kısaca aCGH olarak adlandırılır) ile yapılmaktadır. Bu yöntem ile incelenen embriyoların tüm kromozom haritası görülebildiğinden, geçmişte tespit edilemeyen pek çok kromozom düzeyindeki bozukluk da incelenen embriyolarda artık tespit edilebilmektedir.

Bu yöntemin halen rutinde kullanılan PGT yöntemine kıyasla ne gibi farkları var?

Bugün pek çok klinikte verilen PGT hizmeti “Floresan In Situ Hibridizasyon” (FISH) adı verilen bir teknik ile uygulanır ve bu teknikte embriyolar genellikle sadece seçilmiş kromozomlar (5, 7 veya 9) yönünden incelenir. İncelenecek kromozomlar canlı doğum ile sonuçlanabilecek genetik bozukluklar veya erken dönem düşüklerde, tüp bebek tedavilerinde başarıyı artıran yeniliklerden biridir. aCGH yüksek oranda gözlenen kromozom problemlerini kapsadığı için 9 kromozomun tarandığı PGT uygulamalarında embriyoda oluşabilecek kromozomal bozuklukların yüzde 60-80’i tespit edilebilmektedir.

Bununla birlikte kalan yüzde 20-40’lık bir kromozom bozukluğu bu teknik ile tespit edilemediğinden, 9 kromozom yönünden incelenmiş ve ‘normal’ bulunmuş bir embriyonun gebelik oluşturamamasının altında bu incelenemeyen kromozomlardaki bir bozukluk yatabilmektedir.

Kapsamlı kromozom taraması ile tüm kromozom bölgeleri detaylı olarak görülebildiğinden, incelenen 24 farklı kromozom yönünden normal olan bir embriyonun transferi ile gebelik oranlarında da bir artış sağlanabilmektedir. Geçtiğimiz yıllarda San Diego’da gerçekleştirilen Amerikan Üreme Derneği (ASRM) toplantısında bu tekniğin uygulanması ile 40’lı yaşlardaki bayanların da 30’lu yaşlardaki bayanlar kadar yüksek bir gebelik oranı yakalayabileceği gösterilmiştir.

Diğer taraftan, kapsamlı kromozom taraması ile geçmişte tespit edilemeyen pek çok kromozom kaynaklı problem de görülebildiğinden, aslında test sonucu normal embriyo elde etme şansı da orantılı olarak azalmaktadır. Yani, bu testi yaptıracak hastalarımızın bir kısmında incelenen embriyolar arasında normal embriyo bulunamayabilir ve embriyo transferi gerçekleştirilemeyebilir. Bu nedenle, incelenecek embriyo sayısının belirli bir sayının üzerinde olması gebelik şansının artması açısından önemli bir faktördür.

İncelenen tüm kromozomlar yönünden normal bulunan bir embriyo her zaman gebelik oluşturur mu?

Kromozomal bozukluk nedeniyle gebelik oluşmaması veya oluşan gebeliğin erken dönemlerde kaybedilmesi riski her yaşta yaşanabilecek bir durumdur. Fakat kadın yaşının özellikle 35’in üzerinde olduğu çiftlerde bu risk ciddi şekilde artmaktadır. Bu nedenle genetik ayıklama ile normal embriyoların seçilmesi bu riski belirgin oranda azaltır. Diğer taraftan gebelik oluşması için sadece genetik olarak normal bir embriyo elde etmek yeterli değildir. Sağlıklı bir rahim dokusu da gebelik oluşması için olmazsa olmaz bir kriterdir.

Gerek PGT gerekse kapsamlı kromozom taraması uygulamasında incelenebilecek embriyo sayısının artırılması amacıyla bazı hastalarda yüksek doz ilaç kullanılabilmektedir. Her ne kadar kısmen amaca ulaşılmış gibi görünse de aslında kullanılan yüksek doz ilaçların embriyonun tutunacağı rahim içi duvarına negatif bir etkisi vardır ve bu durumda bazı hastalarda genetik olarak normal bir embriyo elde edilebilse dahi uygun olmayan bir rahim dokusu nedeniyle gebelik elde edilemeyebilir. Bu durumda şansı artırabilmek için genetik işlem yapılan embriyolar dondurularak saklanabilir ve tedavi sonrasında vücut 1-2 ay dinlendikten sonra embriyolar çözülerek doğal bir rahim ortamına nakledilir. Bu şekilde gebelik oranlarının yüzde 8-10 artması mümkündür.

Tekniğin riskleri veya hata olasılığı var mı?

Hata denince akla hep ilk olarak embriyoların veya örneklerin laboratuvar ortamında karışması gelir. Gerek rutin tüp bebek uygulamaları gerekse genetik tanı metotları son derece dikkatli ve her safhasında pek çok kişinin kontrolünden geçen aşamalar neticesinde gerçekleştirildiğinden, öncelikle çiftlerimizin bu konuda rahat olmalarını tavsiye ediyoruz.

Diğer taraftan, kapsamlı kromozom taraması yapabilmek için aynı PGT uygulamalarında olduğu gibi önce tüp bebek yöntemleri kullanarak embriyo elde etmek gerekiyor. Sonrasında ise elde edilen embriyolardan genetik inceleme için hücre almak gerek. Embriyo biyopsi işlemi olarak da adlandırılan bu hücre alma işlemi için embriyolar üzerinde en son teknoloji kullanılarak mikrocerrahi uygulanmaktadır. Deneyimli bir embriyolog tarafından gerçekleştirilen biyopsi uygulamaları sonrasında embriyonun zarar görme riski genellikle yüzde 1’in altındadır, fakat deneyimi yüksek olmayan bir embriyologun gerçekleştirdiği biyopsi işleminde bu oran daha yükselebilir. Bu nedenle genetik tarama yaptıracağınız merkezin ve embriyoloğun bu konudaki deneyimi son derece önemlidir. Zira işlem sonucu normal embriyo bulunsa da, embriyo eğer işlem hasarından dolayı gelişimine devam etmiyorsa bir anlamı yoktur.

Hem PGT hem de kapsamlı kromozom taraması konusunda risk sayılabilecek bir başka konu, alınan hücrede elde edilen genetik sonucun gelişmekte olan embriyonun gerçek genetik yapısını yansıtmama riskidir. Bunun en önce gelen nedeni de rahme tutunma öncesinde sürekli gelişmekte olan bir embriyoda bazen genetik olarak normal ve anormal hücrelerin aynı ortamda gelişimlerine devam etmeleridir. Dolayısıyla, inceleme için alınacak hücre ile embriyo erken gelişim dönemlerinde yüzde 5-8 oranında aynı genetik yapıya sahip olmayabilir. Bu oranı, eğer embriyo gelişim sürecinde daha geç ve rahme tutunma öncesi aşamada (blastosist aşaması) biyopsi yapılırsa ve alınan hücreler incelenirse, yüzde 5’lerin altına indirmek mümkündür. Fakat bu durumda da her embriyonun blastosist aşamasına ulaşamama riski vardır. Kapsamlı kromozom taraması uygulaması gerçekleştirilecek merkezin (eğer varsa) daha önceki tüp bebek tedavi sonuçlarınıza göre bir değerlendirme yapması, hücre örneklemesinin hangi dönemde yapılacağı kararını verirken önemli bir faktördür.

Genetik olarak normal sonuç alınan embriyoların daha doğal bir rahim ortamına transfer edilmesi için dondurulması yaklaşımı da eğer deneyimli kişiler tarafından yapılmıyorsa bazı riskler taşıyor. Zira zaten sınırlı sayıda normal sonuç alınmış embriyoların çözme sonrası canlılıklarını kaybetmeleri tedavinin başarısızlığı anlamına gelir. Bu durumda, bu hizmeti öneren merkezlerdeki embriyo dondurma ve çözme sonrası canlılık oranlarının yüzde 95’in üzerinde olması, başarıya giden anahtarlardan biridir.

Eklenme Tarihi: 23.10.2018
Toplam Sayfa Gösterimi: 7561

@2025 Tüm hakları saklıdır. Web sitemizi ziyaret ettiğinizde sitemizde yer alan kullanım koşullarını incelemiş sayılırsınız.

www.medlinetupbebek.com

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.