Top

Oksidatif Stres Nedir

Oksidatif stres, gerçekten de önemli bir infertilite sebebi olarak karşımıza çıkıyor. Bunu açıklamak gerekirse; vücudumuza alınan oksijenin kullanımı ve metabolizması sırasında oluÅŸan agresif moleküller, serbest radikallerdir. Normal olarak vücudumuz bu radikalleri kontrol altında tutar, ancak bazen denge bozulur ve çok sayıda radikaller oluÅŸur. İşte buna oksidatif stres denir. Böyle bir durumda, serbest radikaller saÄŸlıklı hücrelere saldırır, okside ederek bozarlar.

Oksidatif stresin kadın ve erkek infertilitesi üzerine etkileri nelerdir?

Oksidatif stres kadın infertilitesinde polikistik over sendromu, endometriozis, açıklanamayan infertilite ve yaÅŸa baÄŸlı fertilizasyonda azalma gibi reproduktif (üreme ile ilgili) hastalıkların oluÅŸmasında rol oynar. Erkek infertilitesinde ise sperm kalite ve fonksiyonunda azalma, sperm motilitesi (hareketliliÄŸi) ve canlılığında bozulma, sperm DNA hasar oluÅŸumu ve spermin oosit füzyonunda ciddi bozulmaların sebepleri arasında oksidatif stres yer alır.

Erkek ve kadın infertilitesinde oksidatif stres karşıtı olup olumlu destek sağlayan besinler nelerdir?

Tüp bebek tedavisinde baÅŸarı ÅŸansı, anne ve baba adayının saÄŸlıklı bir yaÅŸam sürmesiyle de doÄŸrudan iliÅŸkili. Tedavi boyunca özellikle annenin ideal kiloda olması ve saÄŸlıklı beslenmesi önemli bir unsur. Anne adaylarına daha çok akdeniz tipi beslenme ve gerekirse bir diyetisyenden destek almaları önerilir.

Astaksantin: En güçlü antioksidandır. Serbest oksijen radikallerine karşı güçlü bir etkisi olan astaksantinin antioksidan etkinliÄŸi zeaksantin, lutein, tunaksantin, kantaksantin ve A vitamininden 10 kat, E vitamininden 100 kat, C vitaminindense 6000 kat daha güçlüdür. Astaksantin erkeklerde sperm parametreleri ve fertilizasyon üzerinde olumlu etkiye sahipken, kadınlarda antioksidan genlerin indüklenmesine ve apopitoz genlerin bastırılmasından ötürü kalteli oosit oluÅŸumunda etkili olduÄŸu bildirilmiÅŸtir. Kırmızı alabalık, ıstakoz, yengeç, karides gibi deniz mahsulleri ile yumurta sarısında bulunur.

Koenzim Q10: Koenzim Q10 (CoQ10), insan vücudunda bulunan ve antioksidan olarak görev yapan bir maddedir. Çok önemlidir çünkü enerji verir, immün (bağışıklık) sistemini güçlendirir, serbest oksijen radikallerini yakalar.

Kadın doÄŸurganlığı, mevcut yumurtaların sayısındaki ve kalitesindeki düÅŸüÅŸ nedeniyle yaÅŸla birlikte azalır. CoQ10 bu süreçte doÄŸrudan yer almaktadır. YaÅŸlandıkça, CoQ10 üretimi yavaÅŸlar ve yumurtayı oksidatif hasara karşı korumak için vücutta daha az etki gösterir. CoQ10 içeren besinler ya da CoQ10 takviyesi, yumurta kalitesinde ve miktarındaki özellikle yaÅŸla ilgili bu düÅŸüÅŸe yardımcı olabilir. Benzer ÅŸekilde erkek sperm sayısı, oksidatif hasarın etkilerine duyarlıdır. Oksidatif hasar sperm sayısını azaltır ve infertiliteye neden olabilir. CoQ10 sperme etkisi olan bir bileÅŸendir. Birçok çalışma CoQ10 tedavisinin, antioksidan korumayı artırarak sperm kalitesini, aktivitesini ve konsantrasyonunu artırabildiÄŸi ayrıca spontan gebelik ve üremeye yardımcı tedavi yöntemleri kullanımı ile fertilizasyonda artış bildirilmiÅŸtir.

CoQ10 sakatatta yüksek miktarda bulunur. ÖrneÄŸin ciÄŸer, böbrek, yürek gibi kırmızı etlerde bolca bulunur ancak sardalya ve uskumru gibi balıklarda, ıspanak, brokoli ve karnabahar gibi sebzelerden de elde edilebilir. Yer fıstığı, mantar ve soya fasulyesi de CoQ10`den zengin diÄŸer bitkisel kaynaklardır. Ayrıca meyvelerde, özellikle portakal, çilek, karnabahar ve susam tohumunda da vardır.

Karnitin ve L-Karnitin: Karnitin, L-Karnitin ve D-Karnitin olmak üzere iki formda bulunur. L-Karnitin, doÄŸada bulunan ve biyolojik olarak aktif olan formudur. Karnitin bir amino asit olarak gösterilse de teknik olarak bir amino asit deÄŸildir. Vitamin benzeri ya da amino asit benzeri olan bir bileÅŸendir ve B vitaminleri ile akrabadır. L-Karnitin karaciÄŸerde ve böbreklerde lizin ve metiyonin amino asitlerinden türetilir ama vücutta kaslarda, kalpte, beyinde ve sperm hücrelerinde saklanır. En çok baÅŸta kırmızı et olmak üzere süt ve süt ürünleri ile diÄŸer hayvansal gıdalardan alınır. Soya fasulyesi ve avokado gibi bazı bitkisel kaynakları da mevcuttur.

Omega-3: Sperm sayısı ve konsantrasyonu üzerinde olumlu etkisi vardır. Kadınlarda yumurta kalitesini iyileÅŸtirmeye, ilerlemiÅŸ yaÅŸta ise yumurtalıkların yaÅŸlanmasını geciktirmeye ve yumurta kalitesini artırmaya yardımcı olur. Omega-3, vücudun üretememesi dolayısıyla dışarıdan takviye olarak talep ettiÄŸi yaÄŸ asididir.

Omega-3 yaÄŸ asitleri için en iyi kaynak balık etidir. Özellikle taze ton balığı, kılıç balığı, uskumru gibi büyük gövdeli balıklar ve bunların yanı sıra istavrit, sardunya, çinekop, levrek, çupra gibi ülkemizde bolca bulunan küçük, orta boy balık türleri Omega-3 deposudur. Konserve ton balığı da ayda iki ila dört kutuyu geçmemek koÅŸuluyla tercih edilebilir. Omega-3 ihtiyacını doÄŸal besinlerle karşılayamayanlar için üretilmiÅŸ balık yağı tabletlerinin balık yağının gövdesinden üretilmiÅŸ olanları (fish body oil) ve balığın karaciÄŸerinden üretilmiÅŸ olanları (cod liver oil) olmak üzere iki türü de bulunmaktadır. (Ancak hamilelik döneminde taze ton balığı, kılıç balığı, uskumru gibi büyük balıklar günümüz denizlerindeki kirliliÄŸinin bir sonucu olarak bünyelerinde civa barındırabildiklerinden, tüketimden civanın rahim içinde geliÅŸmekte olan bebeÄŸin sinir sistemine muhtemel olumsuz etkileri nedeniyle kaçınılmalıdır)

Vitamin E: YaÄŸda çözünen bir antioksidandır. En çok tahıllarda bulunur. Tahıl dışında ıspanak, kabak, lahana, marul gibi yeÅŸil sebzelerde, domates, patates, yumurta sarısı, sardalye, ton balığı ve zeytinyağı, balık yağı gibi yaÄŸlarda da bulunur. Ancak Vitamin E’nin günlük 800 mg üstü dozları karaciÄŸer ve yaÄŸ dokusunda depolanarak toksik etki gösterebilir.

Vitamin A: Antioksidan özellikleri güçlüdür ve doÄŸada iki farklı ÅŸekilde bulunur. Bunlardan biri sadece hayvansal gıdalarda bulunurken, diÄŸeri ise dolaylı yoldan pigmentli bitkiler tarafından A vitaminine dönüÅŸtürülür. Buna en iyi örnek ise havuçtur. Sperm motilitesinde düzelme yanında morfolojisinde de iyileÅŸme görülmesine yardımcı olur. Tedavi sonrası üremeye yardımcı tedavi yöntemleri ile gebelik oranlarında artış bildirilmektedir.

Vitamin C: Kollajen sentezi, hormon üretimi ve antioksidan etkileri bilinmektedir. Askorbik asitler gonadotropin tedavilerinin etkinliÄŸini artırır. C ve E vitaminlerinin 2 aylık kombine kullanımı ile sperm DNA hasarında azalma bildirilmiÅŸtir. Narenciye ürünleri, kivi, kavun, çilek, yaban mersini, maydanoz, taze rezene, yeÅŸil biber, kırmızı biber, kuÅŸburnu, kırmızı lahana, tere, roka, karnabahar, brokoli, taze fasulye, bezelye ve soÄŸanda C vitamini yönünden zengin besinlerdir.

Arginin: Bir tür amino asittir ve bildiÄŸimiz üzere amino asitler proteinlerin yapı taÅŸlarıdır. Pek çok hayvan ve bitki besiniyle alınabilir. Özellikle sığır eti ve diÄŸer kırmızı et türleri, kümes hayvanları, balık, yumurta ve süt ürünleri gibi hayvansal protein kaynaklarından elde edilebilir. Ayrıca laboratuvar ortamında da üretilebilir. Çalışmalarda 1–15 gr günlük kullanımı ile subfertil (çocuk sahibi olma yeteneÄŸi normale göre az) erkeklerde sperm parametrelerinde iyileÅŸme bildirilmektedir.

Çinko: DNA baÄŸlanmasında etkendir. Bakır/çinko DNA hasarının onarılmasında, testis geliÅŸimi ve spermiogenezde yer alır. Günlük 400 mg çinko ile semen parametrelerinde iyileÅŸme görülmektedir. Çinko minerali bakımından zengin olan en önemli besin kaynakları kırmızı et ve istiridyedir. Ayrıca dana karaciÄŸeri, kabak çekirdeÄŸi, sarımsak, ıspanak, yer fıstığı, kakao, beyaz mantar gibi besinlerde de bulunur.

Selenyum: Hücre içi kapasiteyi artıran eser elementtir. Antioksidan olarak E vitamini ile birlikte hücreleri oksidasyona karşı korur. Günlük 100 mcg kullanımı ile sperm motilitesinde artış bildirilmiÅŸtir. Selenyum, kümes hayvanları ve bazı et türlerine ek olarak deniz ürünleri, yumurta, karaciÄŸer, ton balığı, sarımsak, ÅŸeker kamışı, soÄŸan, morina ve ayçiçeÄŸi tohumlarında bol bulunmaktadır.

Antioksidanları yapay olarak da almak mümkün. Bu tür kullanım öneriliyor mu?

Yapılan araÅŸtırmalar bize tek bir yapay (sentetik) antioksidanın uzun süre aşırı kullanımının ters etki gösterebileceÄŸi ve yan etkilerinin bulunabileceÄŸini iÅŸaret ediyor. Aynı araÅŸtırmalar kombine sentetik antioksidan ürünlerin kontrollü kullanımını öneriyorlar. Ayrıca herhangi bir saÄŸlık sorununuz veya düzenli bir ÅŸekilde kullandığınız ilaç veya ilaçlar varsa, doktorunuza ya da konunun uzmanı bir kiÅŸiye danışarak tüketilmesi gerektiÄŸi de unutulmamalıdır. 

  • 08.11.2019
  • 7092

@2025 Tüm hakları saklıdır. Web sitemizi ziyaret ettiğinizde sitemizde yer alan kullanım koşullarını incelemiş sayılırsınız.

www.medlinetupbebek.com

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.